24 Kasım 2013 Pazar

Gezi Notları-Tirilye (1gün)



 

  Tirilye, Bursa'nın Mudanya ilçesine 11km uzaklıkta ve Marmara Denizi kıyısında. Aynı zamanda Zeytinbağı da deniyor bu beldeye, tarih içinde Misyalılar, Traklar, Antik Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar tarafından yönetilmiş. Sahil şeridinde birsürü restoran var ve inanılmaz bir manzarası var.







  Evler, ahşap ve kerpiç olarak genellikle üç katlı ve eğimden yararlanılarak yapılmışlar. 
Bizans-Rum mimarisini yansıtan evlerin giriş katları, yaz aylarında serin olan ve oturulabilen asıl işlevi ise, zeytin mahzeni ve ocaklık olan taşlık, ikinci katlar ise alçak tavanlı ipek böceği üretimi için kullanılan ara kattır. Üst kat evin oturma alanı olan en yüksek tavanlı, ince uzun pencereli bölümüdür.



















Evlerin çoğu ahşap olan bu şekilde detaylara sahip.





Evlerin cephelerinde ahşap elemanlar görülüyor ve zaman içinde eskimiş olan bu evlerin birazcık da yamulmuş olduğunu gözler önüne seriyor.


 Bu küçük beldede birsürü tarihi ve önemli yapı var.

Kemerli Kilise: İsminde olduğu gibi bol bol kemerlere sahip olan bir kilise.





























 Taş Mektep: Döneminin Batı mimarisini yansıtan Neo-klasik tarzda taş bir yapıdır. Bu bina 1924 tarihinde şehit, öksüz, yetim çocukların okudukları Darel Eytam Okulu olarak Kazım Karabekir Paşa tarafından açılmıştır.


























Dündar Evi:Eski bir kilise binası olan Dündar Evi, Rumların bölgeyi terk etmesi ardından özel mülkiyetin olmuştur. Bu gün halen konut olarak kullanılmaktadır. Ana giriş, kemerli taş bir kapıdan, giriş bölümü ise üç katlı. Giriş katında pencereler küçük ve kare iken ikinci katta pencereler daha büyük ve dikdörtgen. Üçüncü katta ise pencere üstleri kemerle tamamlanmış.











 Fatih Camii:Eski ismi Aya Tadori olan ve kapısında Hicri 968, Miladi 1560 yazılı olan kilise, sonradan Fatih Camii olarak değiştirilerek kullanıma açılmış. Girişinde Bizans sütun başlıklarına sahip yapının 19 metre yüksekliğinde kubbesi bulunmakta.Camiye 4 adet başlıkları madenden yapılmış motiflerle süslü sütunların taşıdığı ahşap beşik bir çatı ile kapalı bir revaktan giriliyor. Kilise olarak yapılan binada, mevcut mihrabın üzeri yarım kubbe ile örtülü, çift kademeli kasnağa oturan konik kubbe hakim eleman. Taş bina.







Osmanlı Hamamı/Avlulu Hamam:Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırlımış olan bu hamam   Fatih Camii yanında yer alır.Hamam doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, peş peşe beş ayrı mekandan meydana gelmiştir. Hamamın girişi doğu duvarındadır. Soyunmalık ve onu izleyen mekan tonozla örtülüdür. Buradan küçük bölümlere ve sıcaklığa geçilmektedir. Sıcaklık bölümü doğu-batı yönündeki bir sivri kemerle iki bölüme ayrılmış, üzerleri de kubbelerle örtülmüştür. Restorasyonda.







Kapanca Limanı: Tirilye’de Roma döneminden kalan Kapanca bölgesindeki antik liman her tarih döneminde en önemli kıyı ulaşımının stratejik odak noktası.


























Gezi Notları-İznik (1gün)

Bursa'nın İznik ilçesini bütünüyle bir açıkhava müzesi olarak nitelendrmek yanlış olmasa gerek. Bursa'ya olan ziyaretimizde İznik'e de uğrayalım dedik ve bir gün boyunca sokaklarında dolaşıp ilçeyi inceledim. İçerisinde bir sürü cami, medrese, han, hamam ve çini atölyeleri ve İznik Gölü'nü bulundurmakta. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının arkeolojik ve etnografik kalıntıları hala İznik'te görülebilmekte. Bursa iline uzaklığı 85 km'dir. Rakımı 85 metre, yüz ölçümü 753 km2. Hristiyanlar için de çok önemli bir yeri var.


İznik Ayasofya Camii, İznik'in tam ortasında , surlarla çevrili kentin dört kapısından gelen yolların kesiştiği yerde kilise olarak yapılmıştır. Hıristiyanlıkla ilgili önemli kararların alındığı 7. konsül 787 yılında bu kilisede toplanmış, 1331'den sonra Orhan Gazi camiye dönüştürmüş. Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) döneminde, Mimar Sinan bir mihrap ilave edip yan neflerde büyük kemer açıklıkları oluşturulmuştur. 2007 yılında yapıda restorasyon çalışmaları başlatılmıştır. Restorasyon öncesi minareye dönüştürülen çan kulesi çok harap ve yıkık durumdaydı




 Kubbeye doğru bakış.



Yere yapılmış bir bezeme.






 İznik Çinileriyle ünlü bir yer ve eskiden medrese olan bazı yerler şimdi çini atölyesi olarak kullanılıyor.




Medreseler de diğer birçok tarihi yapı gibi taştan yapılma.














 Kapılar ve pencereler ahşap. El işçilikleri ön planda.













Kerpiçten evler var ve yıpranmış üst katmanları ve boyaları net şekilde görülebiliyor.














  Çini fırını kazıları























Hamamların kubbelerinde ışık alımı için yapılmış camlı bir sistem var.














Eski yapılar günümüzde de çeşitli dükkanlar olarak kullanılmakta.









İznik'in ünlü camiisi Yeşil camii.





Erken Osmanlı mimarisinin en önemli yapılarından olan Yeşil Cami, tek kubbeli, merkezi camilerin gelişmiş örneklerinden biridir.
Kare planlı caminin önünde iki mermer sütunlu bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri sütunları birbirlerine ve duvar uzantılarına yuvarlak kemerlerle bağlanmıştır. Bu sütunların 1 m. arkasında birer tane başlıklı sütun daha bulunmaktadır. Bu sütunlar birbirlerine kesme taş kemerlerle bağlanmıştır. Bizans mimarlığından etkilenme vardır.
Revağın üzeri çapraz tonozlu, yüksek sekizgen kasnak üzerine oturmuş kubbelerle örtülüdür. Yanlarda kalan bölümlerin üzeri de ayna tonozludur.
























Caminin ibadet mekânına üç basamaklı merdivenle bir sahanlık aracılığı ile girilmektedir. Dikdörtgen planlı olan bu sahanlık, sütunlar ve kemerlerle üç bölüme ayrılmıştır. Ortasında sekiz dilimli bir kubbe bulunmaktadır. Kare planlı ibadet mekânının üzeri merkezi bir kubbe ile örtülüdür. İçerisi kubbe kasnağında ve ana duvarlardaki üstte dört, altta da on pencere ile aydınlatılmıştır. 

Caminin minaresindeki çini süslemelerinden ötürü Yeşil Cami ismi ile anılmasına neden olmuştur. Ana mekânın kuzeybatı köşesindeki minarenin kare kaidesi üzerinde gövdesi çokgen prizma olarak başlar, yuvarlak gövdeli olarak devam eder, tek şerefe ve konik bir külahla tamamlanır.











Camiinin İslami bezemelerinden bir görüntü.



















Camiinin kapı girişlerinde mermerden oymalar dikkat çekiyor.















Çöp kutularının üzerinde çini üzerine yapılan desenlerden görüyoruz.










 İznik müzesinin içine giremedik çünkü restorasyon çalışması vardı ancak bahçesine ve binanın kendisine bakmak  bile tarihi algılamak için yeterliydi.



Yapı, yoksullar için her gün yemek dağıtılan bir hayır kurumuydu. Osmanlı mimarisinde ters T planı ilk kez bu yapıda görülüyor. Yapı, kubbe ve tonozların örttüğü sütun ve payelerin taşıyıcı oldukları bir revakla başlıyor, üzerinde kitabe bulunan bir kapı ile ana bölüme giriliyor. Ana bölüm, merkezinde bir aydınlatma feneri bulunan bir kubbe ile örtülü. Ana bölümden üzerleri birer kubbeyle örtülü yan mekânlara geçilir. İmaret, Bizans'a özgü çok zengin ve renkli taş ve tuğla işçiliği ile dikkat çekmekte.






 Kral mezarları








Geri dönmek için yürürken çinicilerin bir araya toplandığı bir pazar alanı gördük, girişi tarihi dokuya uygun olsun diye midir bilinmez plastik ve üzerine taş deseni basılmış olan çok da gerekli olmayani kapısı da kemer olan bir "şey" den geçerek içeri giriyorsunuz.