İznik Ayasofya Camii, İznik'in tam ortasında , surlarla çevrili kentin dört kapısından gelen yolların kesiştiği yerde kilise olarak yapılmıştır. Hıristiyanlıkla ilgili önemli kararların alındığı 7. konsül 787 yılında bu kilisede toplanmış, 1331'den sonra Orhan Gazi camiye dönüştürmüş. Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) döneminde, Mimar Sinan bir mihrap ilave edip yan neflerde büyük kemer açıklıkları oluşturulmuştur. 2007 yılında yapıda restorasyon çalışmaları başlatılmıştır. Restorasyon öncesi minareye dönüştürülen çan kulesi çok harap ve yıkık durumdaydı
Kubbeye doğru bakış.


İznik Çinileriyle ünlü bir yer ve eskiden medrese olan bazı yerler şimdi çini atölyesi olarak kullanılıyor.





Kapılar ve pencereler ahşap. El işçilikleri ön planda.


Kerpiçten evler var ve yıpranmış üst katmanları ve boyaları net şekilde görülebiliyor.
Çini fırını kazıları


Hamamların kubbelerinde ışık alımı için yapılmış camlı bir sistem var.
Eski yapılar günümüzde de çeşitli dükkanlar olarak kullanılmakta.
İznik'in ünlü camiisi Yeşil camii.

Erken Osmanlı mimarisinin en önemli yapılarından olan Yeşil Cami, tek kubbeli, merkezi camilerin gelişmiş örneklerinden biridir.
Kare planlı caminin önünde iki mermer sütunlu bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri sütunları birbirlerine ve duvar uzantılarına yuvarlak kemerlerle bağlanmıştır. Bu sütunların 1 m. arkasında birer tane başlıklı sütun daha bulunmaktadır. Bu sütunlar birbirlerine kesme taş kemerlerle bağlanmıştır. Bizans mimarlığından etkilenme vardır.
Revağın üzeri çapraz tonozlu, yüksek sekizgen kasnak üzerine oturmuş kubbelerle örtülüdür. Yanlarda kalan bölümlerin üzeri de ayna tonozludur.

Caminin ibadet mekânına üç basamaklı merdivenle bir sahanlık aracılığı ile girilmektedir. Dikdörtgen planlı olan bu sahanlık, sütunlar ve kemerlerle üç bölüme ayrılmıştır. Ortasında sekiz dilimli bir kubbe bulunmaktadır. Kare planlı ibadet mekânının üzeri merkezi bir kubbe ile örtülüdür. İçerisi kubbe kasnağında ve ana duvarlardaki üstte dört, altta da on pencere ile aydınlatılmıştır.
Caminin minaresindeki çini süslemelerinden ötürü Yeşil Cami ismi ile anılmasına neden olmuştur. Ana mekânın kuzeybatı köşesindeki minarenin kare kaidesi üzerinde gövdesi çokgen prizma olarak başlar, yuvarlak gövdeli olarak devam eder, tek şerefe ve konik bir külahla tamamlanır.
Camiinin İslami bezemelerinden bir görüntü.

Camiinin kapı girişlerinde mermerden oymalar dikkat çekiyor.
Çöp kutularının üzerinde çini üzerine yapılan desenlerden görüyoruz.
İznik müzesinin içine giremedik çünkü restorasyon çalışması vardı ancak bahçesine ve binanın kendisine bakmak bile tarihi algılamak için yeterliydi.
Yapı, yoksullar için her gün yemek dağıtılan bir hayır kurumuydu. Osmanlı mimarisinde ters T planı ilk kez bu yapıda görülüyor. Yapı, kubbe ve tonozların örttüğü sütun ve payelerin taşıyıcı oldukları bir revakla başlıyor, üzerinde kitabe bulunan bir kapı ile ana bölüme giriliyor. Ana bölüm, merkezinde bir aydınlatma feneri bulunan bir kubbe ile örtülü. Ana bölümden üzerleri birer kubbeyle örtülü yan mekânlara geçilir. İmaret, Bizans'a özgü çok zengin ve renkli taş ve tuğla işçiliği ile dikkat çekmekte.
Kral mezarları

Geri dönmek için yürürken çinicilerin bir araya toplandığı bir pazar alanı gördük, girişi tarihi dokuya uygun olsun diye midir bilinmez plastik ve üzerine taş deseni basılmış olan çok da gerekli olmayani kapısı da kemer olan bir "şey" den geçerek içeri giriyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder