20 Kasım 2013 Çarşamba

Gezi Notları-Santorini (3gün)



Kiklad Adaları'nın bir parçası olan Santorini'de 3 günümü geçirdim. Bu ada volkanik bir ada ve çok karakteristik bir mimarisi var. Mavi kubbeli beyaz kiliseler ve bembeyaz taş evlerden oluşan bir doku. Ada'da yerleşim bir tepenin üzerinde bulunuyor. Bu tepeye çıkmak için birkaç yöntem var: teleferik(270 m), merdivenlerden yürüyerek çıkmak(580 basamak) ya da eşşek sırtında yolculuk yapmak.





 Genel Bilgi: Santorini M.Ö. 3000′de Minoslular tarafından ilk yerleşimi kurulan adanın M.Ö. 1450′de volkanının patlaması sonucu bugünkü hilali andıran şeklini almış. Yunanlılar adaya daha çok Thira diyorlar. Thira adanın Dorlar zamanındaki adı. Santorini ise Venedikliler tarafından daha sonra Azize Irene’e ithafen konmuş adı. Sokaklarda gezerken en çok şarap dükkanları ve metalden ve volkanik taşlardan yapılma küçük heykelcikler satan dükkanlar dikkati çekiyor. Bütün sokaklar Mikonos'takiler kadar dar değil ancak bazı sokaklardan ancak tek kişi geçebiliyor. Diğer adalarda olduğu gibi bu adalarda da belirli bir grid plan mevcut değil, organik yerleşim söz konusu.

 Tepenin üzerine kurulmuş.


 Teleferik hattı


 Tepe üzerinde kurulmuş olmasının dezavantajları var. Bolca yokuş ve merdivenler var.



Teleferikten bakış:











































Yamaca yapılmış evler. Evlerin arasında dar ve dik yollar.
 Birbiri üzerine yapılmış gibi olan çok sık bir bina dokusu var. Evlerin çatıları düz aynı diğer adalarda olduğu gibi ve bu çatılar teras olarak kullanılmakta, çeşitli süs eşyalarını barındırmakta.


               Gezilen her yerde, yürünen her sokaktan denizi görmek mümkün.



















Sokaklar, merdivenler ve bazı evlerin çatıları taş kaplamalı, evleri yoldan ayıran tek şey beyaz boyanmış duvarlar.



























Oia: Adanın üçüncü büük limanı burada bulunuyor. Burada evler sadece beyaz değil ancak göz yormuyorlar. Kiliselerin kubbeleri mavi, bazı evlerin merdivenleri boyalı ancak evler dümdüz boyandıkları için ve cephede herhangi bir kaplama kullanılmadığı için doğayla uyum içinde görünüyorlar, amorf yapılar gibi görünüyorlar.









































Oia'nın en güzel manzaralı yerinden adanın arkada kalan taraflarını fotoğrafladım. Bu tarafta da merdivenler ve yeldeğirmenleri mevcut.


Yolların zemininde yer yer taş kaplamanın üzerine doğal taşları yan yana koyarak desenler yapılmış.








Oia'dan sonra Teleferik'ten indiğimiz Fira şehrine geri dönmeden önce volkanik kumlarla kaplı olan plaja gidiyoruz. Kumun rengi siyah.
































 Fira şehrinde de arasokaklarda geziniyoruz. Yer yer dar yer yer geniş olan bu yollarda hep bir eğim var.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder